Muazzam Bey’in Değersiz Hayatı-Onur Gökşen
Kaç yaşına gelmiştim, hâlâ bir arabam yoktu. İşe otobüsle gidip geliyordum. Ama Pazarlama Müdürü Erkut Bey’in arabası vardı, çünkü o mühendisti. O İTÜ mezunuydu, ben Açıköğretim’i zar zor on yılda bitirmiştim. O şirkete para kazandırıyordu, ben ise hiçbir şey kazandırmıyor, sadece para harcıyordum. Bir insan istese başarıdan bu kadar uzak bir hayat yaşayamazdı. Tüm bunlar […]
Muhacir-Mehtap Şafak
Ben, şimdi 93 harbinden kalma bir mimarinin gölgesinde, güneşe çevirdim gözlerimi… Güneş yakarken tenimi, bir savaş, bir göç, bir dönem o günlerden kalma yaslı bir mimariye neler fısıldamıştır; en çok onu merak etmekteyim. Yaslı bir mimarinin kubbesinden yükselir mi, yitik hayatların yarım kalmış efkârlarının yanık kokuları… Kalbin sathında ebedi kalır mı yaşayan canların hikâyeleri… Ben, […]
Mükellefiyet-Metin Köse
Her kim ki çalışamaz duruma gele Eşeğe bindirilip köyüne gönderile 1867 yılında Osmanlı İmparatorluğu’ndayız. Dış borçlar artmış, ekonomik çöküş başlamış, enerji açığı had safhaya varmıştır. Kömür ihtiyacını karşılamak için bir kanun çıkartılır ve Zonguldak civarındaki köylerde yaşayan 13-50 yaş arasındaki her erkeğe “iş mükellefiyeti”, yani belli sürelerle madende çalışma zorunluluğu getirilir. Mükellefiyet, 1940’lı yıllarda tekrarlanan […]